Farklı İnsanlar Mahallesi'nden Sizin Mahallenize



 Farklı İnsanlar Mahallesi'nden Sizin Mahallenize

Yirmi altı yaşıma girdim iki gün önce. Şimdi gecenin bu vakti ahlak anlayışımı sorguluyorum. Bunu arada yapmak bana iyi geliyor. Yirmi dört yaşındayken çok korkmuştum bu hayatta. Hayat sanki beni tehdit ediyordu. Artık yolun yarısı burasıydı. Bu saatten sonra bana biçilmiş normal olan hayatı yaşamalıydım. İnanın o normal hayatı denedim. Kpss dersanesine gittim, yüksek lisansa başladım. Sonra bir ara ipler koptu ve hepsini bıraktım. Ben normal olan hayatı yaşamaya başlayınca anormalleşiyorum. Bunu kendime yapmaya hakkım yoktu ve yapmadım.

Geçen gün birilerinin benim için farklı olmaya çalışıyor dediğini duydum. Birileri hep bana bunları söylerler. Farklılıktan kasıtları nedir ne değildir anlayamıyorum.Sorun şu ki ben bu insanların ismini, şeklini dahi bilmem ama onlar beni biliyor, buluyor ve beni yargılıyorlar.

Bu durum beni düşündürmeye başladı. Acaba farkında olmadan bir yanlış mı yapıyorum diye. Ama neticede insanım hata da yapabilirim. Bunun da bilincinde bir inceleme başlattım zihnimde. Benim küçücük bir hayatım var. Gelen herkese kapımız açık. Olmayan üzülmektense olana sevinmekten yanayız. Herkesin eksiklik olarak gördüğü şeyler bizce eksiklik değil. Yaşam şeklimizi kimseye dayatmıyoruz. Doğru olan bu diye bağırmıyoruz. Böyle bir derdimiz hiç olmadı üstelik. Ben renklerin çokluğuna hayranım ve hepimizin farklı olmasından yanayım.

Evet bazı konularda farklıyız. Misal yakın zamana kadar bir fırın yoktu evimizde. Hala televizyon yok, karyola yok. Bu neden böyle uzun uzun anlatmak çok saçma, sadece önceliğimizde değiller. Sadece canımız istemedi. Şehre taşındığımızdan beri iki arkadaşımız bizimle birlikte yaşadılar. Evet yeni evliydik ve evimizde iki ev arkadaşımız ve iki kedimiz vardı. Evet bu böyleydi. Bunun nedene ihtiyacı olduğunu düşünmüyorum. Siz nasıl çekirdek aile yaşamayı tercih ettiyseniz biz de kalabalık yaşamayı tercih ettik. Ben şimdi size bizim yaşadığımız gibi yaşayın demiyorsam sizin de beni sizin gibi yaşamadığım için bu farklı diye parmakla göstermeye hakkınız yok, olmamalı.

Bunu neden bu kadar kafaya taktım? Çünkü kendi içimdeki o olgunluğa erişmiş olduğuma inanıyorum. Evet hala bir işim yok. Ama bugün istesem yapabileceğim bir mesleğim var. Bitirmek istesem bitirebileceğim üç üniversitede üç ayrı alanda kayıtlı öğrenciliğim var. Yani bir şeyleri istemiyorsam bunu deneyimleyip istemedim. Bu benim için zorunluluk değil artık bir tercih. Üstelik bu tercihlerimin ben bedelini ödedim ve hala bedel de ödemekteyim. Misal, düzenli bir işim yok ve ben bu yüzden kentin dışında daha ucuz bir yerde yaşıyorum. Misal, öğretmenlik yapıp daha prestijli olmak yerine halen bir fakültede öğrencilik yapıyorum. Şimdi siz bunca olaydan farklı olmaya çalışmak gibi bir anlam çıkarıyorsanız analiz yeteneğinizin zayıflığından kaynaklıdır. İçinde bulunduğum hayat bana gökten inmedi, bu hayatı kimse bana sunmadı.

Cemal ve ben bize ait bir hayatı şekillendirirken en çok bize ait olmasına dikkat ettik. Bize ait olsun eksik olsun dedik. Nesnenin eksikliği insanın eksik yanlarının olmasından daha önemli gelmedi bize. Kendi eksiklerimizi tamamlarken nesnelerin eksik oluşunu bir köşeye koyduk. Ve hangi nesne eksikse güzel bir şekilde tamamlandı. Zaman kavramına inanıp beklemek gerekiyordu. Bunu öğrendim. Zamana inandım ben.

Bizim kapımızı herkese açmamızı yadırgayan insanlara bir sözüm yok. Ama bizim, evinin kapısını bize açan insanlara borcumuz var. Bu borç ise ancak onların bize yaptığı gibi kapımızı herkese açmak ile ödenir. Kurdun kuşun yemeğimizde hakkı olduğuna inanmak ile ödenir. İnandığınız o yaratıcı da sizden bunu bekler ve ister.

Herkesin herkesi ve her şeyi yadırgayıp yabancı, farklı ilan ettiği şu günlerde her ne kadar yorgun hissetsem de kendimi, yine de bir açıklık getirmek istedim. Bizim ahlak anlayışımız budur. Daha karmaşık değil. Ama sizinkinden farklıysa da artık bunu dert etmeyin. Zira ben sizin ahlak anlayışınızı artık dert edinmiyorum. Oturup düşünüyorum ve sizin gibi yaşamak istemediğimi fark edip sizin gibi yaşamıyorum. Siz de bizden ayrı görüyorsanız kendinizi o vakit siz de böyle yapın. Düşünün, sorgulayın ama içinizden yapın lütfen. Bizi yabancı ilan etmeyin. Bizi uzaktan uzağa ve bizi hiç tanımadan, bizimle bir kez aynı sofrayı paylaşmadan bunu yapmayın. Çünkü böyle yaptığınız zaman siz haksız oluyorsunuz ve ben sizin ahlak anlayışınızı yargılamak zorunda kalıyorum. Hayatınızda hiç girmediğiniz bir mahalleye neden girmediğinizi biliyorsanız ve eminseniz girmemeye devam edin. Biz bizi yerleştirdiğiniz farklı insanlar mahallesinden sizin mahallenize hep girip çıkacağız bilmenizi isteriz.

Yorumlar

Yorum Gönder

Sen nasıl yorum yapmak istiyorsan:

Seçeneklerden anonim olmayı seçebilir ya da sadece adını yazabilirsin. İstediğin sosyal medya profili ile giriş de yapabilirsin.

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E