Ahlat Ağacı: Toplanın Hadi Taşralılar! Sorgu başlıyor!
Ahlat Ağacı'ndan çıktığımızda gecenin ikisiydi. Filmi günlerdir merak etmeme rağmen, biletin birini bedavaya getirmek için "Babalar Günü" kampanyasını beklemiştik. Eve de gece yarısı yürüyerek döndük. Bilet parası ya da taksi parası olmadığından değildi bu, taşranın bana öğrettiği bir alışkanlıktı. Dünden beri düşündürüp duruyor bu film beni. Çünkü biliyorum, kimse benim izlediğim gibi izlemedi, kimse benim anladığım gibi anlamadı bu filmi. Belki filmin yönetmeni bile böyle anlatmadı. Filmdeki babayı, filmdeki kasabayı, filmdeki asi genci görür görmez tanıdım. Köylüydüm, atanamayan öğretmendim, taşranın feriştahında yaşadım, kurtulmaya kaçmaya uğraştım. Tamam belki bunlar çoğumuzun ortak özellikleri idi fakat baba karakteri de benim için çok yakındı. Ve biliyorum, bu filmi o yıllarımda izlesem, Sinan'ı sonuna kadar haklı bulur; babasına, annesine küfreder, insanlardan nefret ederdim. Ve biliyorum, bu filmi o gençliğimde izlesem, vay be ne güzel anlatmış ada...