Büyükada: Hac Yolu
Büyükada'yı ilk görüşüm Cemal'le oldu. Nişanlıyken İstanbul'a gelmiş hazır gelmişken de Büyükada'ya gidelim demiştik. Kadıköy'de vapura binmeden bir sigara yakalım, azıcık da burada duralım derken vapur kaçmıştı. Sonraki vapuru bekleyip onunla adaya gidince vakit biraz ilerlemişti. Bir yere yeterince vakit ayıramayacağını hissetmek telaşı sardı bizi. O telaşı üzerimizden atar atmaz dolaşmaya başladık adanın sokaklarında. Sahil şeridini terk edip ada sokaklarına dalınca gördüklerimiz artık günü birlik gelen turistlerin gördüklerinden başka şeyler olmaya başladı. Evler, posta kutuları, adalı kediler, adalı insanlar, kiliseler, at boku kokusu, pembe ada çiçekleri. Bir sokaktan çıkıp başka bir sokağa girerken acıktık. Fırından ekmek, bakkaldan peynir aldık. Bir yokuşun en tepesinde, sessiz merdivenlerde yedik yemeği. Bakkal bana Çemberimde Gül Oya'yı hatırlattı. Dedim "Yurdanur'un hatrına Aya Yorgi'ye çıkalım Cemal." Vapur saatini hesaplad