KARABORSADAN BİR AĞIT
KARABORSADAN BİR AĞIT Dayım yığılıvermiş yere. Annem ayakları çıplak atladı abisinin yanına. Şehre götürecekler. Onlar gitti. Ne oldu, uyku sersemi bilmiyorum. Dayımın çocuklarıyla garaj kapısının önüne çömdük. Götümüzün üstüne oturmadık, utandık herhalde rahat oturmaya. Bir taraftan rahatsız olmak istedik. Dayıoğlum elinde bir çubuk, toprağı çiziyordu. Ağlamadılar. Mavi garaj kapısının önünde çömelip durduk. Sıkıldım, ayak uçlarımdan destek alıp baktım hayatın içine. İnsanlar yığın yığın. Birisi dayımın ayakkabılarını kapı önüne koymuş. Bir diğeri, uzaktan köylülere dayımın öldüğünü bağırarak anlatıyor. Beridekiler ağlıyor babam ağlıyor. Tavuk yavrularının önüne atılmış bir tutam buğday gibi dayım. Param parça ediliyor. Yoldayken arıyorlar evi. Ayılmış dayım şehrin girişinde. Daha iyiymiş. Annemin ayağına terlik almışlar mı? Arı sokmuş. İmamın arıları sokmuş. İmamı polisler yakalasın. Kimse imama kızmıyor. Alerjisi varmış dayımın. Daha dün karaborsa bir su tankının ö