TÜRK DİZİLERİNDE KADIN: KARAKTERDEN TİPE Tip ve karakter Tanzimat ile hayatımıza giren, edebiyat derslerinde aşina olduğumuz iki kelime. Tip kişiyi tek bir yönüyle ele alır ve toplumun geniş bir kesiminin kaba temsilidir. Kişisel farklılıkları yoktur. Bir grubun özelliklerini taşır. Karakter ise bir bireyi her yönüyle ele alır. Karakter bir grubun temsili değildir, yalnız kendini temsil eder. Tanzimat romanının ilk örnekleri tiplerden oluşur. Dejenere tip, aydın tipi, cariye tipi gibi bir liste yapabiliriz. Bu dönem romanlarında kadının temsili de diğer roman kişileri gibi tipten öteye gidemez. Ya cariyesinizdir, ya annesinizdir ya da hafif kadınsınızdır. (Hafif kadın tabirini hocamız kullanırdı.) Bir cariyenin tip olup olmadığını incelerken diğer cariyelerden farklı yönleri var mı diye bakıp karar verirdik. Cariyenin hiçbir özgürlüğü yoktur ki farkı olsun. Bir cariyenin en büyük özgürlüğü ağlamaktır. Cariye ağlıyorsa belki karakterdir diyebiliyorduk. Romanın ilk örnekleri oldu
NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE
Bir miktar zaman önce çocuğunu seven ama ebeveyn olmayı sevmeyen insanlar hakkında bir yazı okumuştum. Öyle ya insan çocuğunu sevebilir ama anne baba olma durumunu sevmeyebilirdi. Bu aşağı yukarı her toplumda bir linç konusudur. Sevgisiz filmini ilk gördüğüm an sanki bu mihvalde bir filmmiş gibi hissettim. Nihayet birisi ebeveyn olma durumunu sevmeyen, pişmanlık duyan birilerini çekti diye, düşündüm. Fragman ya da konu özeti böyle değildi ama ben ısrarcıydım, bir şekilde muhakkak böyle olmalıydı... Ve baştan söyleyeyim, bu bir beğenmeme yazısıdır. Sonra darılmaca gücenmece olmasın. Andrey Zvyagintsey'in beşinci uzun metraj filmi "Loveless (Sevgisiz)", izleyiciye bir mesaj verme kaygısı ile çekilmiş, eleştirel filmlerden birisi. Yönetmen hakkında biraz araştırma yapan herkes, eleştirel bakışın Zvyagintsey'in temel niteliklerinden biri olduğunu da görebiliyor zaten. Filmi izlemeden önce yaptığımız tüm ön okumalarda da filme dair övgü dolu bir sürü güzel laf işit