Sessizlik Savaştan Daha Uzun Sürüyor
Bu sabah yine geç kaldım. Çocukları çok seviyorum ama işe yetişme saati beni öldürüyor. Haftada üç gün o cami camekanında Türkçe öğretmek ruhumu temizliyor, bir de yetişme telaşı olmasa... Biliyorum ders on ikide başlasa da aynısı olacak. Birisi benim saat ayarlarımı kaydırmış ve ben onu düzeltmek için kendimi eksik hissediyorum. Annemden öğle yemeğimi alıyorum. Babam beni camiye kadar bırakacak. Babam bırakıyor olmasa bu işi asla yapamazdım. Geçen gün dolmuşla tek başıma gitmeye kalktım da yolu kaybettim. Zaten geç kalmalarda birinci olan ben iyiden iyiye geç kalıvermiştim o gün. Wala hocaya o gün, en azından iyi bir bahanem olmuştu: yolu kaybetmek gibi. Evden Sancak'a giden sanayi yoluna girdiğimizde rahatlıyorum. Bu bana camiye az kaldığımızı gösteriyor. Giden tarafta sadece bizim araba var. Geliş yolunda ise arabalar kuyruk olmuş. Bu beni mutlu ediyor. Radyoyu açıyorum. Üç kanalda gezip şarkısını beğendiğim kanalda duruyorum. Yol çok uzun değil, dinleyebileceğim şarkı say...