NİŞANLILARIN YANINDA GÖNDERİLEN ÇOCUKLARIN SONUNCUSU




NİŞANLILARIN YANINDA GÖNDERİLEN ÇOCUKLARIN SONUNCUSU


2006 yazında liseye yeni başlayacaktım. O yaz bir kuzenim de nişanlanmıştı. Kuzenim benden dört ya da beş yaş büyük olsa da aramızda büyük bir kuşak farklılığı vardı. Onun döneminde zorunlu öğretim sekiz yıla çıkarılmıştı ve çeşitli gerekçelerle okula göndermemişti ailesi. Pantolon giymek istediğinde ise büyük bir tepkiyle karşılaşmıştı. Beşinci sınıftan sonra "Artık Büyüdün." deyip daha çocuk yaşta bir kadın gibi davranması istenmiş, çeşitli sorumluluklar yüklemişlerdi. On dokuzuna girmeden de gelen en uygun adayla nişanlamışlardı. Ben ise ondan sadece biraz daha geç doğduğum için şanslıydım. Ona göre daha özgürdüm. Pantolon giymek benim için sıradandı, üniversite okuyacağım belliydi. Ona çok erken yüklenen sorumluluktan mıdır nedir o gözümde hep bir ablaydı. Onu hep büyük birisi gibi görürdüm. Hatta yıllar sonra aramızdaki yaş farkının bu kadar az olduğunu fark edince çok şaşırmıştım.

Kuzenimin annesi ve babası olmadan bir yerde kalması pek hoş karşılanmazdı. Nişanlanmadan evvel bir görücüsü gelir evde olmazsa ayıp olur diye izin vermezlerdi. Nişanlandıktan sonra da nişanlısı bu durumdan haz etmeyeceği için kabul görmezdi. O yaz tatilinde her nasıl olduysa izini koparmıştık ailesinden bir büyük olmadan bir kaç gün bizde kalmasına izin vermişlerdi. 

Gündüzleri hep evde geçiyor diye akşam ailecek küçük halamı ziyarete gidecektik. Büyük halam filan da çocuklarıyla hep beraber biz de kalıyordu. Nüfus kalabalık, araba bir tane olunca ikiye bölündük. Babamgil arabayla gelecekler biz de halamın gözetiminde yürüyerek gideceğiz. Zaten mesafe çok kısa. Yaz akşamı hava hafif esiyor, sevindik düştük yola. Biz kuzenimle biraz önden gidiyoruz halam çocukları gözeterek biraz daha gerimizden geliyor. Köyde bile akşam tek başına asla dışarı çıkamayan kuzenimle şehrin merkezinde akşam dolaşıyor olmamız beni mutlu etse de onu tedirgin ediyor. Tabi yeni nişanlanmış nişanlısının huyunu suyunu bilmiyor bir aksilik olacak nişan atılacak diye ödü kopuyor. Ben tam ne olacak saçmalama derken karşıdan kuzenimin nişanlısı çıkıp geldi.

İkimiz de afallamış şaşkına dönmüşüz. Meğer nişanlısının evi bizim eve yakınmış her gün işten dolmuşla dönen enişte beyin bugün yürüyerek dönmek isteyeceği tutmuş. Ayak üstü bizi sorguya çekti. Başımızda birisinin olup olmadığını sordu. Halam var diyoruz ama halam çocukların peşinden bakkala girmiş. Enişte beyin sorgusu bitince bunlar önde ben arkada yürümeye başladık. Bir ara el ele filan tutuştular. Ben nişanlı çiftin yanındaki her kız kişisi gibi kıkırdıyorum. Halam çoluğu çocuğu topluyor bana yetişiyor. Ankara yolundan subay lojmanlarına kadar  nişanlılar önde biz arkada yürüyoruz. Tam misafirliğe geldiğimiz evin önünde birden babam beliriyor. Nişanlı çiftin elleri ayrılıyor, biz aradaki mesafeyi kapatıyoruz. Babam enişte beyi görünce şaşırıyor, bıyık altından gülüyor. Biraz hoş beşten sonra enişte bey evine yollanıyor.

Misafirlik boyunca bu vakıa kulaktan kulağa anlatılıp gülüşülüyor. Eve gidince bir telefon trafiği başlıyor nişanlı çift arasında. Mesajlar aramalar saatler sürüyor. Nihayet enişte bey uyuyor da kuzenim bize ne konuştuklarını anlatacak fırsat buluyor. Nişanlı çift konuşurken dinlenmez ama sorasında her şey kız tarafından anlatılır, bu işin raconu budur. Bir daha akşam vakti dışarı çıkmayacağına dair söz alıyor nişanlısı kuzenimden. Bir de el ele tutuştuklarını babamın görüp görmediğini soruyor. Korkuyor babamın görmesinden ama bilmiyor ki babam bu olayları ayıp saymaz. Olay tatlıya bağlanıyor. Kuzenimin yaz tatili nişan atılmadan son buluyor.

Benim çocukluğumda benden büyük olan bütün kuzenlerim böyle görücü usulü ile evlendiler. Ben hepsinin nişanlılık dönemlerine bir çocuk olarak şahit oldum. Hep bir gözcü olarak yanlarına gönderildim. Bazıları suratıma kapı kilitledi ben delikten onları gözetledim, kimileri kulağımı tıkadı. Çocuktum, bir şey anlamıyordum zaten öyle bir şey yaptıkları da yoktu ama mahremiyetlerine saygısız bir gözcüydüm. Şimdilerde herkes kendisi bulup evleniyor. Dolayısıyla bir çocuğun gözetlemesine de ihtiyaç kalmadı. Görücü usulü evlenenler bile akıllı telefonlar sayesinde farklı bir nişanlılık yaşıyorlar.

Şimdi nişanlılıklarında çocuk olduğum o kadınların hepsinin çocukları var. Ben de evliyim ve onların evliliklerini uzaktan izliyorum. Üzülerek fark ediyorum ki kocaları asla büyüyüp birer baba ve eş olamadılar. Kimisi başka kadınlara gönlünü kaptırdı, kimisi ölüm korkusu ile evdeki televizyonu penceren atmaya kalkışacak kadar delirdi. Oysa benim kuzenlerim çok iyi kızlardı. Yazın köyde dışarı çıkamazken hep hayaller kurallar ve dantellerini örerlerdi. Bazen oyun oynardık, ben muhabir olurdum onlar sanatçı. Hepsi Sibel Can olmak isterdi nedense. Nişanlılık dönemlerinde evde kimse yokken deli gibi Yıldız Tilbe şarkıları dinleyip kavuşamama acısı çekerlerdi. Şimdi onlar büyüyüp iyi anne ve iyi kadınlar oldular. Hiç birisi boşanmadı ama kocalarına da bağlı kalmadılar. Kocaları bunalımdan bunalıma koşarken onlar çocuklarını büyütüp yaşamaya devam ettiler. Hepsi evlerini temizleyip yemeklerini yaptılar, giyinip kuşanıp düğünlere günlere gittiler. Asla gerçek bir kocaya sahip olmadılar ve kocasız yaşamayı kocaları yanlarındayken öğrendiler. 

İlk gençlik yıllarımda onların bu hüzünlü evliliklerini devam ettirmelerine ateş püskürsem de şimdi şimdi anlıyorum onları. Baba evine dönmek üstelik çocukla öyle kolay değil. Durumlarını doğru analiz edip doğru kararı vermişler. Baba evlerinde gelin var, abi var, baba var. Koca evinde onlara karışan kocaları bile yok. Üstelik çocuklarını şehirde okutuyorlar baba evleri köyde ve köyde boşanmış kadın olmak çok zor. 

Nişanlıların yanında giden çocukların sonuncusu olarak bütün bunları geç fark ettim. Geç de olsa kocasız yaşamayı beceren ve kendilerine görev olarak öğretilen her şeyi eksiz yapan bu kadınların önünde eğiliyorum. Bir gün çocuğum olursa bir nişanlı çiftin yanında gönderip eve gelince ne yaptıklarını ne konuştuklarının soracağım. Böylelikle nesli tükenen bizlerin görevini genç kuşaklara öğreteceğim.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E