FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ: KADINLAR VARDIR!







FEMİNİST GECE YÜRÜYÜŞÜ: KADINLAR VARDIR!



8 Mart heyecanı diye bir şey var ve bunu İstanbul'da hissetmemeniz mümkün değil. Meltem'le bir yıl evvel hayal ettiğimiz iki şeyden birisi de Taksim'de yapılan gece yürüyüşüne katılmaktı. Taksim metrosunun önünde buluştuk Meltem'le. İkimiz de şunu söylüyorduk "İnanabiliyor musun?" İnanmak zordu ama olmuştu işte. Gece yürüyüşünde biz de vardık. O heyecana, o coşkuya ortak olabilmek güzeldi.

Fransız Kültür Merkezinin önünden Galata'ya kadar yürüdük. Kalabalık değildi aslında güzel olan kalabalığın çeşitliliğiydi. Bir sürü kadın, bir sürü renk vardı. Ama asla renksiz değildi, tek tip değildi. Sloganlar, pankartlar hep değişiyordu. Bir gruba dahil olmadan baştan sona bütün kadınların arasında dolaşıp hepsini gözlemledik. Yağmur pankartları ıslatıp hamur etti, hepimiz ıslandık ama coşku gerçekten coşku gibiydi.

Genellikle bir yürüyüş, bir gösteri olunca insanı tedirgin eden bir şeyler olur. Polisler, kameralar insana gerginlik verir. Yasal bir hakkı sanki suç işlermiş gibi gerçekleştirir insan. Gece yürüyüşü bunlardan ayrıydı. Yasal bir haktı yaptığımız ve biz bunu bayram havasında yapıyorduk. Onca kötülüğe karşın bir arada ve şendik.

Turistler, olaydan habersiz orada bulunan erkekler ve polisler. Kadınların gününde çalışan kadın polisler. Hepsi bir şekilde yaptığımız şeye anlam veremiyordu. Bize ne yaptığımız sorulsa biz Meltem'le "Daha önce haykıramadığımız şeyleri haykırıyoruz." derdik. Sesimiz kısılıncaya kadar bağırdık. Daha önce bu hakkı kimse bize vermemişcesine bağırdık. Bağıramayan kadınlar için bağırdık. Biz bir su çatlağı bulmuştuk ve aktık. Akamayan kadınlar için bağırdık. Oradaydık. Biz sembolik bir şeyler yapıyorduk. Bunun farkında olarak bağırdık.

Ve şimdi 10 Mart. Sıradan bir gün. Yeniden haykırabilmek için bir yıl daha beklememiz gerekiyor. Haykıracak onca şey varken üstelik. Bir yıl beklemek biraz ağır geliyor açıkçası. Bazıları kadınların bir problemi yok dese de biz olduğunu biliyoruz.

Bir arkadaşım Siirt'te öğretmenlik yapıyor. Bir öğrencisi "Beni zorla evlendirecekler öğretmenim yardım edin." demiş. Bir başka arkadaşım Mersin'de öğretmenlik yapıyor. Bir öğrencisini dedesi yaşındaki bir akrabası taciz etmiş. Anne şikayetçi olmaya yanaşmamış. Bunlar benim duyduklarımdı ve mart ayı içerisinde olanlardı. Ne kadar aciziz değil mi? Elimizden bir şey gelmiyor. Oysa sadece adil olsunlar istiyoruz. Yıllarca evinde çocuğuna, kocasına bakmış kadın maaş alsın emekli olsun istiyoruz. Regl zamanında acı çeken kadınlara izin verilsin. Çocuk yaşta evlenmesin kimse. Çalışan annelere kreş hakkı tanınsın. Eşit işe eşit ücret sağlansın. Okumak isteyen kadınlar okusun. Çocuklar çocuk kalsın.

Bu çok zor değil. Bu zor değil. Bu zor olmamalı. Birlikte güçlüyüz ama yalnızken de güçlüyüz. Bizler varız. Kadınlar vardır!

 








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E