BOŞANMAK VE AYRILIK ÜZERİNE İLGİNÇ FİLM VE DİZİLER


 

BOŞANMAK VE AYRILIK ÜZERİNE İLGİNÇ FİLM VE DİZİLER

Toplumların çoğunda sanırım ayrılık acı ile anılırken boşanmak ise tabu olarak görülür. Her şey de doğal bir akış varken ilişkilerimizde bu doğal akış hep sekteye uğruyor. Sadece aşkta değil her türlü ilişkimizde bu durum böyle. Arkadaşlıklar, dostluklar, aile ilişkileri. Başlangıç mükemmel bitiş ise tam bir fiyasko. Yaşarsın ve ölürsün ya ilişkiler yaşıyor sonra da yaşıyor gibi davranıyor bir türlü öldüremiyoruz.

Bunun sebebi bir şeyleri insan olarak aşırı kutsuyor oluşumuz. Nerede durmak gerekiyor asla bilmiyoruz. Kutsal olan biz de kalsın istiyoruz, kutsal olmadığını görünce hani kutsaldı diye ağlıyoruz. Sündükçe sündürüyoruz. Bu ilişkilerde en kutsal içeriğe sahip olanı evlilik. Hem resmi bir durum hem dini. Bir de büyük büyük sahiplenmeler ve alışkanlıklar var tabi.

İzlediğim dizi ve filmler bu konu üzerine düşünmemi sağladı. Bir insan neden boşanır, neden ayrılır? Boşanma gerekçesi olarak film ve dizilerde hep aldatma ve şiddet gösterilirdi eskiden. İlk akla gelen ya da makul karşılanan bunlar olduğu için. Son zamanlarda bunlardan başka boşanmalar izleyince bir rahatlık geldi bana. Dedim bir şeyler gelişmekte.

Bu yazıda alternatif boşanma sebepleri işlenmiş film ve dizilere bakacağız. Dizi ve filmler spoiler içerir aman dikkat.

İlk filmimiz Bir Ayrılık adlı film olacak. Asgar Ferhadi'nin 2010 yapımı filmi. Filmde boşanma sebebi kadının İran'dan ayrılmak istemesi adamın ise hasta babasını bırakmak istememesi. Bir kız çocuk sahibi olan çift bu konuda anlaşamayınca boşanmaya karar veriyorlar. Şiddet, aldatma gibi klişeler yok. Kadın kızını bu ülkede büyütmek istemiyor. Haklı mı haklı. Adam ülkeyi terk etmek istemiyor haklı mı o da haklı. Sonuç boşanma oluyor haliyle. Adamın hasta bir babası var onu bırakmak istemiyor. Senaryo değişse ve adam ülkesini terk etmek istemese de adam haksız olmazdı kanımca. Yani başka istekler iki hayatı başka yerlere götürebilir.

Buna benzer bir ayrılık hikayesi ise Bu Kalp Seni Unutur Mu? adlı 2009 yılında çekilmiş dizide karşımıza çıkıyor. Gerçi bu yazı da bu diziden bir örnek daha vereceğim. Yıldız ve Hüseyin aynı ideallere sahip aynı örgüte üye iki devrimci. Hüseyin hapse girince Yıldız onu yıllarca bekliyor. Her hafta Metris'e onu görmeye gidiyor. Bu süreçte Yıldız değişiyor, gelişiyor. Hüseyin ise hapiste Yıldız'a nazaran daha başka bir hayat yaşıyor. Dünyadan izole bir hayat. Nitekim Hüseyin hapisten çıkınca yurt dışına kaçmak istiyor. Yıldız bunca yıl beklediği Hüseyin'le gidecek gitmesine ama artık Yıldız eski Yıldız değil. Bir dünya kurmuş kendine. Hüseyin fark ediyor bunu ve gelme diyor Yıldız'a. Güzel bir ayrılık sahnesi izliyoruz. Yılların değiştiriciliği, değişimin farkına varış ve bitiş.

Asıl değişim hikayesi deyince Xavier Dolan filmi olan Laurence Anyways aklıma geliyor. Gerçek manada muhteşem bir film. Filmde karşımızda bir birine aşık bir çift var. Bir gün adam kadına öleceğini söylüyor. O an adam ölecek gidecek kanser filan sanıyorsunuz. Adam kadınla sırrını paylaşıyor. Bu bedende mutlu olmadığını söylüyor. Bir kadın olarak yaşamak istiyor. Kadın kabul edemiyor durumu sonra yardım etmeye çalışıyor. Birbirlerine aşık olsalar da kadın bu durumu asla kabul edemiyor. Ve bir ayrılık geliyor.

Değişim insanın doğasında var ya da var olmalı. Herkes değişir. Yukarıdaki örnekler bu değişimleri kabul etmek üzerine kurgulanmış. Kabul etsek de etmesek de değişiyoruz. Ve her değişim yeni bir uyum sürecini getiriyor bize. Bazen uyum süreci olmuyor. Olmak zorunda da değil zaten. Uyum ya da uymak imkansızsa işte burada ayrılık geliyor. 

Bir de bu değişimleri kabul edemeyip toksit ilişkiye dönen ilişkiler var ki onları izlerken karnıma ağrılar giriyor ve boşan sana diye haykırırken buluyorum kendimi.

Sanırım haykırarak izlediğim İlk ve Son dizisi buna en iyi örnek. Hayatımız travmalarla dolu. Kimisi ömür boyu sürüyor. Bu dizideki ilişkide problem ne diye bakıyorum. Sabit bir şey bulamazsam da her şey diye de düşünüyorum. Herkes evlenmemeli, herkes çocuk sahibi olmamalı zira bu birçok hayatı boka batırıyor. Dizide çiftimiz başka çiftlere benzememek istiyor ama yıllar sonra başka çiftlere benzemiş buluyorlar kendilerini. Kadının halledemediği şeyler var adamın halledemediği şeyler var. Hem değişmiş gibiler hem hep aynı kalıyorlar. Hep birini suçlamak, hep suçu karşıya atmak ve bir de üstüne çocuk. Bunca anlaşmazlık varken boşanma ise çok geç geliyor. Tabi dizi hala bitmedi. İzlemeye devam.

Ve toksit bir ilişki de Bu Kalp Seni Unutur Mu? dizisinden geliyor yine. Cemile ve Yalçın. Çocukluktan beri tanışıyorlar. Önce arkadaş sonra da karı koca oluyorlar. Sanırım iyi anlaşıyoruz yaşımız da geldi deyip şak evleniyorlar. Yalçın kıskanç, kompleksli. Bir gece Cemile'yi dövüyor. Boşa kız diyoruz Cemal'le birlikte boşa bu adamı. Cemile gece evi terk ediyor ve o gece Sinan'la tanışıyor. Yalçın'ı boşamıyor. Bir de çocuk yapıyor. Halbuki şiddet gördüğü gün boşanmaya karar verse çocuk olmayacak, Sinan'la mutlu olacak. Ama boşamıyor. İlla ilişkiye şans vermek ayağına devam edecek. Yıllar içinde apolitik olan Cemile ister istemez politikleşiyor. Politik olmak dediğimiz ise işkenceyi eleştirmek, insanlara yardım etmek. Yalçın bunu istemiyor. Yalçın aman ağzımızın tadı kaçmasın Ali Rıza Bey kafasında. Bir de nasıl korkak. Hal böyle olunca Cemile Yalçın'dan uzaklaşıyor. Cemile Yalçın'dan korkuyor. Yani Yalçın'dan da korkulur nasıl sinsi bir şey. Değişimi sindiremeyen Yalçın tabi boşanmak istemiyor. Olaylar da uzuyor, uzuyor.

Boşanmak ve ayrılık her filmde ve dizi de var tabi. Ama bunlar benim için ufuk açıcı oldu sanırım. Ya da boşa kız, boşa diye en çok haykırdıklarımı da seçmiş olabilirim. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E