Her Şey Yoluna Girecek Gençler: Yaygın Anksiyete Bozukluğu




Her Şey Yoluna Girecek Gençler: Yaygın Anksiyete Bozukluğu


Çok küçük yaşlardan beri bir kaygı problemim var. Tabi küçükken insan bunu fark edemiyor. Fark etmesi gereken annem ve babam da bu konulardan oldukça uzak olduğu için ergenlik dönemine kadar bu kaygılarla kendi başıma kaldım. Çocukken bazı zamanlar boğulacak gibi hissederdim. Küçüksün ve korkuyorsun ve baş edemediğin şeyin ne olduğunu bilmiyorsun.

Lise birinci sınıfta durumun farkına kendim vardım ve anneme "Anne ben iyi değilim beni doktora götürün." dedim. Annem korktu ve reddetti. Benim derslerim iyiydi, aklım başımdaydı ne doktoru? İkinci sınıfın başında artık tamamen kendimi kaybettiğimi hatırlıyorum. Bu süreç çok zordu. Okula gitmeyi bırakmıştım ve babam buna şiddetle karşı çıkıyordu. Annem çaresizce yanımda durmaya çalışıyordu ama sorunun kaynağı neydi kimse bilmiyordu.

Ailede herkes öğrendi. Doktora götürdüler. Çeşit çeşit doktor gezdim. Açıkçası kimse bana hastalığımın ne olduğuyla ilgili açıklama yapmıyordu. Sadece ilaç yazıyorlardı ve gelecek ay yine gelmemi söylüyorlardı. İlaç kullanmamak konusunda oldukça direndim. Hatta bana ilaç yazan doktorla konuşmadığımı hatırlıyorum. Beni anlamaktan uzaklardı, açıklama yapmıyorlardı ve sürekli ilaç yazıyorlardı. Bu yöntemde yanlış bir şeyler vardı.

İlaç kullanmamak konusunda ısrar ederken durumum biraz aha kötü bir vaziyet aldı ve ailedeki herkes seferber oldu. Beni alıp hocalara götürmeye başladılar. Evimize hoca geldiği de oldu. Hatta bu sayede şehir dışındaki bir hocayı görmeye gittik ve ben başka bir şehri görme şansı buldum. Hocalar da sonuç vermedi. Nazar var deyip geri gönderdiler. Düzenli olarak sabah ezanı şeker yuttuğumu, Mevlana türbesinin önündeki çeşmede yedi kez döndüğümü, yakılmış bir kağıdı okunmuş suyla yuttuğumu hatırlıyorum. Hepsi bana çok mistik ve aynı zamanda çok komik geliyordu. Her şey bir oyuna dönmüştü.

Baktım olmuyor. Aylar geçiyor düzelmiyorum bir dizi karar aldım. İyi bir doktora göründüm. İlaçlarımı kullanmaya başladım. Beni rekabet ortamına sürükleyip strese sokan okulumdan ayrılıp başka bir okula kaydımı aldırdım. Kısa sürede bir değişiklik göremedim. Ama rahatladığımı ve ölmeyeceğimi anladığımı fark edip hayata devam etmeye çalıştım.

Tedavi hep aynı şekilde oluyordu ilaç, ilaç, daha az ya da daha çok ilaç. Stres ya da nedensiz yere bir anda alevlenen bir durum. Tanı şu: Yaygın Anksiyete Bozukluğu. Zaman zaman bütün yaşamımı alt üst eden zaman zaman da beni yaşama bağlayan bir hastalık. Bazen çok basit bir maile cevap vermek dünyanın en zor işi haline geliveriyor. Ya da sınav haftası başarılı olacağını bildiğin halde uyuyamamak, çalışamamak, konuşamamak. Kısacası kitlenmek. Fonksiyonlarını yitirip kısır bir döngünün içine hapsolmak.

Bu rahatsızlık neden oluyor bilmiyorum. Ve on yılın verdiği tecrübeyle şunu öğrendim ki illa bir şey bu durumu tetiklemiyor. Kuaföre gitmek, okula gitmek, bakkala gitmek, sinemaya gitmek, mesaj atmak, telefonla konuşmak, ödev yapmak imkansızlaşıyor. Nereden başlayacağını bilemeyince evi bile toplayamadığını fark ediyorsun bazen. Sonra güvendiğin birileri sana "Her şey yoluna girecek." diyor. Sen de biliyorsun ki aslında yolunda olmayan bir şey yok. Ama yine de kafanın içindeki kaygılara "Her şey yoluna girecek." diyorsun.

Her şey yoluna girecek gençler. Öldürmeyen süründüren her şey için bunu diyebiliriz. Her şey yoluna girecek.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E