Ben Bu İşlerin Kadını Değilim: Evlilik




Ben Bu İşlerin Kadını Değilim: Evlilik

Sex And The City'nin 4. sezonunda Aidan kendisi ile evlenmek istemeyen Carrie'ye "Aptal bir kağıt parçası imzalasan ne olur?" deyince Carrie "Madem aptal bir kağıt parçası, imzalamasak ne olur?" diye sorar.

Evlilik aptal bir kağıt parçasıysa neden imzalamaktan korkarız? Ya da çok önemliyse bunu önemli kılan nedir?

Yirmili yaşların başından itibaren evlilik rüzgarı önce biz kadınların kafasını sonra da erkeklerinkini karıştırır. Geleneksel ailelerde bir yaş sınırı vardır ve o yaş sınırına yaklaştıkça evlilik alarm vereye başlar. Alarm çalınca paniğe kapılmamak mümkün değil elbet. Bu panikle evlenmek ise boşanma olsun olmasın sonucu hüsran olur, sanırım bunu hepimiz tahmin edebiliyoruz.

Tanımadığım, ilişkisini bilmediğim insanlar "Evlilik nasıl?" diye sorduklarında "Evlenmek için evlenme. Evlilik öyle bir şey değil."  diyorken yanımda yöremde ilişkisine ve en önemlisi kendisine güvendiğim arkadaşlarım sorduğunda "Evlen gitsin olmazsa boşanırsın." diyorum. Çünkü boşanmak da bir gerçek ve gerekli görüldüğü takdirde kullanılmalıdır.

Evet ilk başlarda boşanma kelimesi kulağa itici gelebiliyor. "İnsanlar boşanmak için evlenmemeli." gibi sözleri de çok duydum. Ama evlilik iki kişinin kararlaştırdığı bir şeyse ve bir resmilik taşıyorsa bunun bitirileceği gerçeğini de cebimde taşımak isterim. Hastalıklı aile ilişkilerimiz, birlikteliklerimiz ve dostluklarımız var. Bir şeyin yürümediğini görerek, aldatılarak, sömürülerek, hor görülerek, dövülerek bir ömür geçirmemiz gerektiği kulağımıza fısıldanarak büyütülüyoruz. Artık bunu değiştirip olmadığı yerde yürütmememiz gerektiğini birbirimize fısıldamalı ve bunun bir güvence olduğunu bilmeliyiz. Benim evlilik ile ilgili ilk söyleyeceklerimden birisi "Boşanabileceğinizi unutmayın." olacak.

Boşanma konusunu kapattıysak diğerlerine geçebiliriz. Ne olursa olsun evlilik, iki kişinin arasında yapılmalı. Bütün kurallara bu iki kişi karar vermeli. Aileler ve diğer etkenler bunun hep dışında tutulup onlar sadece mutluluk anlarına ortak edilmeli. Ortak kararlar alırken alacağınız kararları "Fedakarlık" adı altında almayın ve karşı taraftan beklemeyin. Bir şeyden gönüllü olarak vazgeçmeniz bir ömür sürebilir. Zaman sınırlaması olmadan bir şeylerden vazgeçmek evlilik heyecanıyla önemsiz görünebilir ama zaman ilerledikçe can sıkıcı, dayanılmaz olacaktır. O yüzden "Evlilik fedakarlıktır." laflarına kulak asmayın. Fedakarlık yerine karşılıklı ortak yol bulmak ya da birbirinizi olduğu gibi kabul etmek en güzeli. Bir karar alıp hop diye sürekli yaptığın bir şeyi yapmaktan vazgeçmek, sevdiğin bir şeyi bırakmak, hayatında önemsiz olsa da o şeyden vazgeçmek, doğal bir durum gibi gelmiyor bana. Her şey elbette aynı devam etmek zorunda değil ama yapay müdahaleler de ilişkinin devamlılığını sağlasa bile sağlıklı olmasını engelleyecektir. 

Evlilik içerisinde eşit olmak bence çok önemli. Yapmak istemediğiniz ve asla yapamayacağınız şeyler var. Tuvalet temizlemek, sürekli temizlik yapmak, cam silmek, bunlar benimkilerin bazılarıydı. Bunları yapmak beni mutsuz edeceği için biz aramızda paylaştık. Cam silmeyi ikimiz de istemediğimiz için camları silmedik. Bunu sen yapmalısın, bunu ben yapmalıyım da demedik. Zamanla kimin ne yapacağı ne yapamayacağı ortaya çıkıp bir düzen alıyor.

Çalışmak ve para konusunda da eşit olmak da yarar var. Bir yıl çalışmadım ve para işleri Cemal'e kaldı. Eşit olmak adına evi temizlemek, bir düzen tutturma görevlerini üstüme almış olsam da bir yerden sonra "Bunu istemiyorum. Ben bu işlerin kadını değilim." dedim. Eşit olmaya çalışırken kendime adil davranmadığımı anladım. Bu yüzden yapamayacaklarımı yapmaya çalışmayı bıraktım. Evet, ev biraz dağınıktı ama ben mutluydum. Sonra Cemal bir yıl çalışmasa ne olur diye düşündüm. Kadının çalışmaması sorun olmazken erkeğin para kazanmıyor olması neden sorun olsun ki? Bir erkek ev işlerini yapmaktan mutluysa ve eşini evde beklemekten hoşlanıyorsa o da çalışmama hakkına sahip olmalı. Madem eşitiz gerçekten eşit düşünmeliyiz. 

Ben hayatımı değiştirecek bir evlilik yapmak istemedim. Cemal, Cemal olarak Hafize, Hafize olarak kalacaktı. O zaman neden evlendik? Geleneksel kalıplar içinde aileleri üzmeden ve ailelerden bağımsız olarak ortak bir yaşam çizmenin başka bir yolu yoktu. Her şeyi beraber yaparken o aptal kağıt parçalarını da imzalamak açıkçası korkunç gelmedi. 

Aile ataerkil sistemin devamlılığını sağlıyor evet ama bizim küçük ailemiz bunun bir devamı değil. Bir kağıda imza atmayı reddedip ataerkinin devamı onca insanı gördükten sonra diyorum ki aptal kağıt parçasını imzalamamış olmanız sizin hayatınızda bir şeyi değiştirmemiş. O yüzden aptal kağıtlara değer biçmeyin. Aileniz üzülmüyorsa evlenmeyin üzülecekse evlenirsiniz. 

Düğün, gelinlik, altınlar, evet dediğiniz o an için evlenmeyin arkadaşlar. Düğünün ertesi günü hepsi bitince siz yatakta bir yabancı ile uyuyor olacaksınız. Düğünden sonrasını düşünün. "Ben bu insanla bir ömür aynı evi, aynı yatağı paylaşabilir miyim?" diye sorun kendinize. 

Yemek, uyku, çalışma, eğlenme alışkanlıkları bambaşka olan iki insanın ortak bir yol bulması zaman alacaktır. Ortak bir yol bulunmuyorsa da bırakın bulunmasın. Her şey uyum içinde olmak zorunda değil. Her şeyi beraber yapmak zorunda değiliz. Bu yüzden ayrı yapmaktan hoşlandığınız şeyleri yalnız yapmayı bırakmayın. Yoksa evlilik kendinizden vazgeçmek olacaktır. Bunu şahsen ben düşünemiyorum bile. Bazı dizilerimi kendim izlemeyi seviyorum, kitap okurken yalnız olmayı seviyorum, sabah tek başıma kahvaltı yapmayı seviyorum, yatakta geniş uyumayı seviyorum. Bütün bu şeylerin toplamı benken neden bu şeylere birini hep dahil etmeye çalışayım? 

Her insanın bu dünyada gideceği bir yolu var. Kimilerinin yolları kesişir ve yana yana yürür. Ne kesişen bir yolu ayırmak mantıklı ne de ayrı yolu kesiştirmeye çalışmak. Kesişen bir yolda en güzeli yan yana gitmek. Kimse diğerini taşımak zorunda değil. Birisi yorulunca diğeri durup onu bekler, duramayan yavaşlar. Yorulanın koluna girip ortak bir tempoda yürümeyi başarmak da bir seçenek tabi. Altı üstü bir düğün, bir kağıt parçası, bunlar cidden önemsiz ayrıntılar.Siz ondan sonrasını düşünün. Ve deneyimlediğim kadarıyla herkesin ilişki yaşama şekli bambaşka bana da fazla kulak asmayın.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E