İkinci El Siteleri, Tüketme, Al Ver

İkinci El Siteleri, Tüketme, Al Ver 


Evlendiğimiz ilk yılı bir ev nasıl idare ediliri deneyimlemekle geçirdik. Kira, faturalar ve tek maaş dengemizi oldukça bozdu. Düğünde takılanları bozdurup her ay maaşa takviye ederek ilk yılı atlattık. Aslında korkulacak bir şey yoktu ama insanın önünü göremediği o ilk yıl kaygısı yakamıza yapışmıştı bir kere. Ertesi günü düşünmeye başlamıştık. Dönüşü yoktu bu düşünmenin.
İkinci el siteleri, ikinci el kıyafet siteleri, gardrops, dolap ikinci el çanta, ayakkabı siteleridir.

İkinci yıl bir buçuk maaşla başladık hayatımıza. Her şey yolunda gibiydi. Ama ertesi günü düşünmeyi hala bırakabilmiş değildik. İlk maaşımdan sonra alışveriş yapalım dedik. Bir de baktık ki biz bir yıl hiç kıyafet alışverişi yapmamışız. Konya'dan bit pazarından aldıklarımız ve Şaşıfelek'ten kalanlarla idare etmişiz. Eksikliğini de çekmemişiz, düşünmemişiz. Bir yıllık bir aradan sonraki ilk alışverişimiz benim için travma oldu. Düşünün bir yıl bir alandan tamamen uzakta kalmışsınız ve fiyatlar inanılmaz pahalı geliyor. Elimi attığım her şeyde aklımdan "Bunun için bir gün çalışıyorum. Şunu alırsam bir haftalık maaşım gidecek." diye geçiriyorum. Sonrası hayal kırıklığı. Eve dönünce beni bir mutsuzluk alıyor. Ne istediğimi alıp ihtiyacımı karşılamışım ne de rahatlamışım.

Bir yıl böyle yavaş yavaş alışveriş yapmayı öğrenmeye çalıştım. Konya'dayken de pek mağaza gezmezdik ama bit pazarları vardı. Parça başı hem yeni hem eski ürünleri toplardık. Sevdiğim ürünleri kendime ayıramayıp satsam da mutlu olurdum. Giymek değil de onu yaşamak hoşuma giderdi. Tatmin olduğumu hissederdim. Her bir parça bir hikayeye dönüşürdü. Şimdi ise kocaman alışveriş merkezlerinde sıra beklemek, herkesle aynı şeyleri giymek, devasa paralar ödemek ve karşılığında asla tatmin olmamak vardı. Bu olayı en aza indirip mümkün olduğunca ihtiyaçlarımı erteledim. sonra Trendyol karşıma çıktı. Fiyatlar çok uçuk değildi ve indirimlerle, kargo ücretleriyle benim için idealdi.

Bir yılım minimalist alışverişlerle ve bit pazarlarını özlemekle geçti. Sonra sürekli Gardrops reklamları karşıma çıkmaya başladı. Hepinizin karşısına çıkmıştır. Oradan para kazanan kadınları izledim ama pek oralı olmadım. Sonra Zeynep bahsetti. Zeynep tavsiye edince uygulamayı indirdim. Genel bir arama yaptım ve mutluluktan uçmak üzereydim. Çok ucuza saçma sapan bir sürü şey bulmak mümkündü. Üstelik sattıkça hesabından ödeme yapabiliyordun. Canım sıkıldıkça girip arama yapmaya başladım. Aramaları kategorilerde yapmayınca çok ilginç ürünlerle karşılaşıyordum. Üstelik almasam da bana garip bir mutluluk veriyordu. Modern bir bit pazarıydı burası benim için.

Yaklaşık bir ay yoğun bir şekilde kullandım burasını. Ve her tanıdığıma bahsettim. Düşünün bir sürü insan ve çoğu kadın elindeki ürünleri çok ucuz fiyata koyuyor. Çünkü bu ürünler evde fazlalık. Atmak yerine üç beş lira kazanıyor. Burada para biriktikçe kendi ihtiyacı olan başka bir şeyi yine ucuza alıyor ya da üç beş kuruşu eline harçlık yapıyor. Eskiden kocasının takımını satıp naylon alan bu kadınlar şimdi bunu ticarete çeviriyor. Üstelik takas da var. Ürünleri karşılıklı beğenince sadece kargo parası ödeyerek takas yapabiliyorsun.

Benim için en güzel yanı ise bir sürü farklı eşyayı bir arada görüyordum ve dışarı çıkıp almaya üşeneceğim, para ayıramayacağım bir sürü şeye erişebiliyordum. Aynı markaların ürünlerine bir sürü para verip tatmin olmadığım o bir yıl sonrasında burası bana ilaç gibi geldi ne yalan söyleyeyim.

Çılgınca alışveriş yapsam da rahatsız olmuyorum. Çünkü tüketmiyorum. Elimdekini dolaşıma koyuyorum. Beğenmezsem tekrar satıp tekrar alışveriş yapabiliyorum. Elbiselerimi, çantalarımı, takılarımı satarak bunların karşılığında ilginç bir sürü şey aldım. Sevdiğim yazarların kitaplarını buldum, sevdiğim sanatçıların kasetlerini buldum. Aslında yakın kız arkadaşlarımla hep yaptığımız şeyi bir uygulamada yapmaya başladım. Bedenimize olmayan, sıkıldığımız kıyafetleri yakınlara vermek ve onların da sana kıyafetlerini vermesi gibi bir şey.

Elbet markaların ikinci eli de yine pahalı, karşındaki kişinin sözüne inanmak da oldukça riskli gelebilir. Ama marka olmasın ucuz olsun, gözüm doysun, elimdekileri eriteyim diyorsanız bu riski almaya değer. Çünkü taze fasulye satandan, artık kumaş ve ip satana kadar çeşit sunan bir pazar var karşınızda. Bazen bit pazarında kendimi zorlasam astronot kıyafeti satan birilerini bulacağım hissine kapılırdım. Burada da aynı hisse kapılıyorum. Biraz daha zorlasak emekli astronot amcaların iş kıyafetleriyle bir şeyleri takas edecek gözü kara kadınları bulmamız çok olanaksız değil gibi. Zira emekli olunca kocasının kravatlarını satan bir hanımla karşılaşmış ve tanesi bir liradan güzelim kravatlardan almıştım. Bir gece saçım uzun olsa nasıl olur diye düşünüp on liraya takma saç almıştım ve merakımı gidermiştim.

O yüzden para kaygısı gütmeyen ve iade kabul etmeyen ucuz satıp ucuz şeyler arayan dost profillere selam olsun.

İkinci el siteleri, ikinci el kıyafet siteleri, gardrops, dolap ikinci el çanta, ayakkabı siteleridir.



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

NELYUBOV (SEVGİSİZ) FİLMİ YA DA KÖR KÖR PARMAĞIM GÖZÜNE

Feminist Filmler Listesi, Feminist Film Listesi ya da Kişisel Kadın Filmleri Listem

Ahmet Amca

DANTE'NİN CEHENNEMİ ve THE GOOD PLACE

Yeşilin Kızı Anne ya da artık Anne White An E